Avusturya - İsveç Maçı: Güzel Bir Deneyim

Avrupa Şampiyonası elemelerinin kıyasıya geçtiği gruplardan birisi de G grubu. İsveç, Rusya ve Avusturya ilk iki için yarışan takımlar olsa da, grup ikincisi olan Rusya ile grup beşincisi olan Liechtenstein arasında sadece 2 puan fark var. Grup birincisi ise şuan Avusturya.

Avusturya'da yaşayan biri olarak, grubun iki iddialı takımı olan Avusturya ve İsveç arasındaki 8 Eylül'deki karşılaşmayı kaçıramazdık. İsveç ve Rusya, Avrupa ve Dünya kupalarına genellikle katılan takımlar. Avusturya ise uzun bir zamandır başarıdan uzak. Eskiden çok iyi bir takım olduğunu söylerler ve bugün Avusturya halkı takımlarının yıllar öncesindeki performansına geri dönmek üzere olduğunu inanıyor. Dünya kupası elemelerinde kıl payı ile gruplardan çıkamamıştı ama son yıllarda artan bir başarı grafiği söz konusu.

Burada eğitim gören bir Türk arkadaşımla biletleri aldık ve bir şeyler yedikten sonra stada doğru yol aldık. Maç saatleri metro kalabalık olsa da bir karmaşa yaşamıyorsunuz. Sadece bir kalabalık söz konusu oluyor, maç çıkışlarında metroya girişler polisler tarafından kontrol ediliyor ve belli aralıklarla metroya girebiliyorsun.

Maç öncesi stadının etrafında bira içen bir kalabalık bizi karşılıyor. Etrafta gerçekten çok az polis gördüğümü hatırlıyorum. Dünya elemelerinde de İsveç ile Avusturya aynı gruptaydı ve Avusturya'nın dünya kupasını hayallerini sonlandıran İsveç olmuştu fakat stad çevresinde İsveçli taraftarlar ile Avusturyalı taraftarların  beraber bira içip şakalaştıklarını görünce taktir etmemek elde değil. 

Stada girdiğimizde, sadece Türkiye'de görebileceğime inandığım bir coşkuyla ve inanışla karşılaştım. Dürüst olmak gerekirse, bu kadar güzel bir atmosfer beklemiyordum. Sonuçta İngiltere'de değildik ve burada Türkiye'deki gibi her şeyini ortaya koyan bir taraftarlığın olmadığına inanıyordum. Ama insanlar oldukça coşkuluydu. Daha da önemlisi, insanlar eğleniyorlardı. Şunu çok iyi biliyorlardı, futbol hiçbir zaman sadece futbol demek değildir ama hiçbir zaman her şey demek de değildir. Kadıköy'den daha kötü bir atmosfer yoktu kesinlikle. Avusturya bölümünde tek başına oturan bir İsveçli taraftar gözüme çarptı, tekrardan içimden bir "ahh" geçti. Diğer güzel bir şey, herkesin kendi koltuğuna oturuyor olmasaydı.   

Maç berabere bitti, ki benim düşüncem maçın berabere bitmesinin adil olduğuydu. Avusturya bir ara maçı İsveç yarı sahasına yıkmış olsa da maçın belli kısımlarında İsveç gole çok net yaklaştı. İbrahimoviç'e ise oldukça fazla yuh çekildi.


Bu maçı seyrettikten sonra Türkiye'deki maçlar aklıma geldi. Malumunuz, milli takımımız yine bizi kahretti. Ligin hiç tadı tuzu yok. Bence insanların maça gitmemelerinin tek nedeni Passolig uygulaması değil. Kavga ve tartışma o kadar büyük boyutlara ulaştı ki, her ne kadar ülkemizdeki futbolun bir kavgacı kimliği olsa da insanlar artık bıktı. Gazeteleri okuduğunuz veya spor programlarını seyrettiğiniz zaman taktikler, skorlar değil, mahkeme kararları, futbolcuların kavgaları konuşuluyor. Benim fikrimi soruyorsanız, Passolig hakkında tam bilgiye sahip değilim fakat maçlarda kavgalı bir kitleden öte kavga etmeyen küçük bir kitleyi tercih ederim. Umarım, Türkiye olarak Avrupa kupasına, zor da olsa, gitmeyi başarırız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CPA - SMMM Olmak Arasındaki Farklar

CPA ile SMMM Sınavları Arasındaki Farklar

SMMM Staja Giriş Sınavına Hazırlık Sürecim